29 Ekim 1923 - Cumhuriyet'in İlanı

Cumhuriyetin ilanı, 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasıyla başlayan Milli Mücadele’nin birinci ayağı olan savaş kısmının bitip ikinci kısmını olan yenilik ve devrim sürecini başlatan Atatürk’ün tabiriyle en büyük eseridir.

TBMM'nin varlığı ve kurulduğundan itibaren milli egemenlik ilkesini benimsemesi padişahın varlığı ile çelişki yaratıyordu. TBMM 23 Nisan 1920'de Ankara'da açıldıktan bir gün sonra  24 Nisan 1920'de Mustafa Kemal Paşa "Kesin zafere ulaşılıp İstanbul kurtarıldıktan sonra padişahın durumu TBMM'de konuşulup çıkarılacak yasa ile belirlenecek." açıklamasını yapmıştı. Böylece padişah, TBMM ve Türk ulusunun vereceği karara uymak zorunda bırakılmıştır. Mustafa Kemal Paşa'nın milletin işlerine el konulmasını ve bir kabine kurulmasını istemi ile 25 Nisan 1920’de bir kabine kurulmuş ve Cumhuriyete giden yolun ilk aşaması tamamlanmıştır. Yeni açılan meclis ve kurulan kabine ile Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları sadece savaşı yönetmeyi değil savaştan sonra kuracakları yeni Türk Devleti'nin temellerini atmayı da amaçlamış ve bu doğrultuda çalışmaya başlamışlardır.

20 Ocak 1921 günü meclis Teşkilat-ı Esasiye de denilen yeni Türk Devleti'nin ilk anayasası olarak kabul edilen 1921 Anayasa'sını açıklamıştı. Bu anayasa ile Egemenlik kayıtsız, koşulsuz ulusundur. Yürütme ve yasama yetkisi Türk ulusu adına TBMMde toplanmıştır” denilerek milli egemenliğin benimsendiği ilan edilmiştir. 30 Ağustos 1922'de zaferle sona eren Büyük Taarruz'un akabinde düşman kuvvetlerinin yurttan temizlenmesi ile Milli Mücadele'nin savaş kısmı bitmiş artık politik kısmı başlamıştı. Türk ulusunun bu zaferine rağmen İstanbul'daki padişah ve onun saltanat hükümetinin kendisini hala Türk ulusunun temsilcisi sayması üzerine Büyük Millet Meclisi'nde buna cevap amacıyla alınan kararla 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırıldı. Savaşın bitmesiyle birinci meclisin görevi son bulmuş ve bu sebeple meclis kendisini dağıtıp seçime gitme kararı almıştı. Atatürk meclis dağılmadan önce 15 Nisan 1923'te saltanatı yeniden getirme hayali içindekilere kararlılığını göstermek için saltanatı tekrar isteyenleri vatan haini kabul eden bir kanun değişikliği ile Hıyanet-i Vataniye Kanunu'na, ileride gerekirse yine İstiklal Mahkemeleri kurma fırsatını veren bir ek madde getirdi.

Atatürk yeni kurulacak Meclis'te Cumhuriyeti ilan etmek için güçlü bir kadro kurmak istiyordu. İkinci Meclis göreve geldi ve ilk önemli icraati 24 Temmuz 1923'te Lozan'ı kabul etmek oldu. Artık en önemli mesele yeni Türk Devleti'nin rejimini belirlemekti. Mustafa Kemal 22 Eylül 1923'te "Neue Treie Presse" adlı bir Viyana gazetesi muhabiriyle yaptığı görüşmede, 23 Nisan 1920'de kurulan sistemin Cumhuriyet olduğunu fakat adının açıklanamadığını belirtip, yapılacak işin yalnızca isim koymak olduğunu söyledi. Rejim konusunda da karar verilmişti ancak bundan önce yapılması gereken bir seçim vardı. Başkent neresi olacaktı? Ankara Milli Mücadele'nin başından beri her türlü kararın aldındığı yer olmuş, halkından büyük ilgi ve destek bulunmuş bir yerdi. Malatya Milletvekili olan İsmet Paşa, Ankara’nın başkent oluşunu öngören önergeyi 9 Ekim 1923'te on dört arkadaşı ile birlikte TBMM'ye verdi. 13 Ekim 1923'te oy çokluğu ile bu önerge kabul edildi ve Ankara başkent oldu. Bu adımla birlikte artık sıra Cumhuriyet'in ilanına gelmiş, çözülmesi gereken başka bir mesele kalmamıştı.

23 Ekim 1923'te Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'i ilan etmesine fırsat veren bir hükümet buhranı yaşandı. Başbakan Fethi Okyar Bey'e karşı Meclis'te muhalefet oluşması üzerine Mustafa Kemal, Erkan-ı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili Fevzi Paşa'nın dışında kabinenin istifasına karar verdi ve 27 Ekim'de uygulandı. Mevcut sisteme göre her bakan Meclis tarafından tek tek seçiliyordu. İstifa eden bakanlar yeniden seçilirlerse, görev kabul etmeyeceklerdi. Bu sırada Rauf Bey, Kazım Karabekir, Ali Fuat, Refet Paşalar İstanbul'da bulunuyorlar ve temasları halifeye yakınlık gösterileri oluyor, Ankara'da ise kabine kurulamıyordu. Bu gelişmeler üzerine "Cumhuriyet'in İlanı" ile işi kökünden çözmeye karar veren Mustafa Kemal, 28 Ekim gecesi Çankaya'da İsmet Paşa ve bazı isimleri toplantıya çağırdı ve "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." diyerek kararını açıkladı. Misafirlerin ayrılmasından sonra İsmet Paşa ile birlikte, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar. Ertesi gün saat 10.00'da parti grubunda yapılan toplantıda, Mustafa Kemal Paşa Genel Başkan olarak Hükümet buhranının mevcut sistemden kaynaklandığını, bunun çözümünün istikrarlı bir sistemde olduğunu belirttikten sonra değişiklik önergesini okuttu.

-Türkiye Devleti'nin Hükümet şekli Cumhuriyettir.

-Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur.

-Türkiye Devleti, Hükümetin inkisam ettiği idare şubelerini Bakanlar Kurulu vasıtasıyla idare eder.

Bu önerge Parti toplantısında tartışıldı. Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923 saat 18:45'te yaptığı toplantıdan sonra 20.30'da "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında Cumhuriyet ilan edildi ve yeni Türk Devleti'nin adı kondu: "Türkiye Cumhuriyeti". Hemen arkasından da Türk Ulusu'nun Milli Mücadelesi’ne önderlik eden Gazi Mustafa Kemal Paşa oy birliği ile ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, kendisini Cumhurbaşkanı seçen Meclis'e teşekkür ettikten sonra "Son yıllarda Ulusumuzun fiili olarak gösterdiği kabiliyet ve istidat, kendi hakkında kötü düşüncede bulunanların ne kadar tetkikten uzak görünüşe önem veren insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Ulusumuz kendisinde bulunan nitelikleri ve değeri, Hükümetin yeni adıyla uygarlık dünyasına çok daha kolay gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada işgal ettiği yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir... Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve muzaffer olacaktır." sözleriyle konuşmasını tamamladı. M. Kemal Cumhurbaşkanı seçildiğinde 42 yaşındaydı. Kurtuluş Savaşı'nın inanç ve başarısı nasıl Atatürk'ün eseri idiyse, Cumhuriyet de yine O'nun eseri idi. İleriki yıllarda bunu şu sözleriyle belirtti. "Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti'dir."

Yorumlar

Henüz Yorum Yapılmamış

Yorum Yazın

Teşekkürler! Yorumunuz kısa bir süre sonra yayınlanacaktır.