30 Ekim 1918 - Mondros Ateşkes Antlaşması İmzalandı

Birinci Dünya Savaşı, İttifak Devletleri için umdukları gibi geçmemiş ve 1918 yılı sonlarına doğru kazanma ümitleri kalmamıştı. 29 Eylül 1918’de Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi ile Osmanlı’nın Almanya ile bağlantısı kesilmiş başkent İstanbul Balkanlar’dan gelecek saldırıya karşı açık hale gelmişti. Bağlantının kesilmesinin yanında Almanlar da cephelerde istedikleri sonuçları alamamış, ekonomik ve askeri gücü oldukça zayıflamış, Osmanlı’ya yardım göndermesi imkansız hale gelmişti. Bu olayın hemen ardından 1 Ekim’de Şam’ın İngilizlerin eline geçmesiyle Osmanlı’da yönetimde bulunan Talat Paşa hükümeti yolun sonuna gelindiğini kabul etti.

3 Ekim 1918 günü Almanya ateşkes istedi. Şam ve Beyrut’u kaybeden Osmanlı’da ise 7. Ordu Komutanı olan Mustafa Kemal Paşa İngilizler’in ilerleyişini durdurmak için Halep’in kuzeyinde savunma hattı kurmaya çalışıyordu. Ancak daha fazla beklemek istemeyen Talat Paşa 5 Ekim 1918’de ateşkes için diğer müttefikleri gibi ABD’nin arabuluculuğuna başvurdu. Bunun sebebi ABD Başkanı Woodrow Wilson’un 8 Ocak 1918’de yayınladığı 14 maddelik barış programından yararlanmak istemeleriydi. Wilson İlkeleri adı verilen bu programa İngiltere ve Fransa karşı çıkınca ABD de onlara uyarak teslim olan ülkelere karşı tutumunu sertleştirdi. Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları ile anlaşma devletlerinin istekleri doğrultusunda barış görüşmeleri başlatılırken Osmanlı’nın isteğine yanıt dahi verilmedi.

1913’ten beri görevde olan Talat Paşa Hükümeti 8 Ekim’de istifa etti yerine Tevfik Paşa getirildi. Tevfik Paşa İsviçre aracılığıyla yeniden ateşkes istedi ancak olumlu bir cevap yine alınamadı. Bunun ana sebebi ise güneyde Suriye ve Irak içlerinde hızlıca ilerleyen İngilizler’in daha fazla toprak ele geçirerek savaşı sona erdirmek istemesiydi. Başarısız olması nedeniyle Tevfik Paşa da hemen görevinden alındı. Yerine 14 Ekim’de Ahmet İzzet Paşa sadrazamlığa getirildi. Almanya’nın yanında savaşa girilmesine karşı olan ve İngiliz yanlısı olarak bilinen daha sonra Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayacak heyetin başında yer alan Rauf Bey de Bahriye Nazırı oldu. Ahmet İzzet Paşa’nın yoğun çabaları sonucu İtilaf Devletleri ateşkes antlaşması için masaya oturmayı kabul etti. 18 Ekim’de Osmanlı’da esir bulunan İngiliz General Townsend, Osmanlı'nın ateşkes şartlarını iletmek üzere bir gemiyle gizlice Midilli'ye gönderildi. İngilizler, 23 Ekim’de Osmanlı hükümetine Limni Adası’nın Mondros limanında ateşkes görüşmeleri yapılacağını ve anlaşma devletleri adına İngiliz Amirali Calthorpe’nin yetkili olduğunu bildirdi.

Osmanlı’yı temsil etmesi için görevlendirilen isim ise Bahriye Nazırı Rauf Bey oldu. Rauf Bey'e Dışişleri Müsteşarı Reşat Hikmet Bey eşlik etti.

Rauf Bey ve ekibi, 25 Ekim’de Zafer römorkörüyle Foça'dan Midilli'ye geçti. Burada kendisini karşılayan İngiliz kruvazörüyle Limni Adası’na ulaştı. 27 Ekim'den itibaren dört gün süren çetin müzakereler sonunda 30 Ekim akşamı 25 maddeden oluşan bir antlaşma imzalandı. 1 Kasım sabahından geçerli olmak üzere Osmanlı Devleti ile İngilizler arasında ateşkes ilan edildi. Görüşmeler devam ederken 28 Ekim günü Fransızlar da görüşmelere katılmak istedi ancak savaşa devam eden tek ülke olduklarını gerekçe göstererek İngilizler bu isteği kabul etmediler.

Osmanlı Devleti için 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması ile Birinci Dünya Savaşı resmen sonlandı. Aynı zamanda imzalamak zorunda kalınan ancak ne Wilson ilkelerine ne de bağımsızlığa uyan bu antlaşmayla Osmanlı Devleti fiilen sona ermiş, İtilaf Devletleri ve bu devletlerin desteklediği ülkelerin işgaline uygun hale getirilmiştir. 13 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri’ne ait bir filo, ateşkesin 1. maddesi uyarınca Çanakkale ve İstanbul Boğazları'ndaki askeri tesisleri işgal etti. Aralık 1918 ve Ocak 1919 aylarında Fransız ve İngiliz birlikleri, 10. ve 16. maddeler uyarınca Antakya, İskenderun, Adana, Tarsus, Kilis ve Antep’e girdiler. İtalyanlar 7. maddeyi sebep göstererek Antalya ve çevresini işgal etti. Mondros'ta yazılı olmasa da sözlü olarak verilen Yunanlar Anadolu'ya ayak basmayacak garantisi de çiğnenerek İzmir'i işgal etmelerine izin verildi. Doğu'da ise savaş zamanı tehcir ile göç ettirilen Ermeniler'in geri getirtilerek bir devlet kurmaları hedeflendi.

Yorumlar

Güzel yazı ama daha düzenli paylaşımlar yaparsanız sevinirim.

Yorum Yazın

Teşekkürler! Yorumunuz kısa bir süre sonra yayınlanacaktır.