Sebebi ve Sonuçlarıyla I. Viyana Kuşatması

Osmanlı Ordusu, Mohaç Meydan Muharebesi’nde Macaristan Ordusu’nu yok etmiş ve Budin’i fethetmiş, Macaristan’ın yeni statüsünü belirleyip ölen Kral Layos’un yerine savaşa katılmayan Erdel Voyvodası Jan Zapolya'ya Macar Kralı olarak taç giydirmişti. Ölen Kral Layos’un karısının kardeşi olan Avusturya Arşidükü Ferdinand akrabalık bağlarını gerekçe göstererek Zapolya’yı tanımadı ve Macar tahtında hak iddia etti. Bu sebepten dolayı Kanuni Sultan Süleyman İstanbul’a döner dönmez harekete geçti. Osmanlı’ya düşman olan asillerin desteğini alarak kendisini Macaristan ve Bohemya’nın kralı ilan etti ve Zapolya’yı Tokaj Savaşı’nda mağlup ederek Budin’i ve Macar topraklarının büyük kısmını ele geçirdi. Bu yenilgi sonrası Zapolya, Sultan Süleyman’dan yardım talebinde bulundu. 

Kanuni savaş meydanında kılıcıyla aldığı Macar topraklarının Alman asıllı bir hükümdarın eline geçmesine izin veremezdi. Elçinin destek talebini alır almaz sefer hazırlıklarına başlama emri verdi. Osmanlı Ordusu hazırlıklara başlamışken Ferdinand’ın elçileri ele geçirdikleri toprakları geri vererek barış yapmak istediklerini iletmek üzere payitahta ayak bastı. Sultan Süleyman bir daha böyle bir olayın yaşanmasını istemediği için Habsburg Hanedanı’na ve diğer düşman devletlere gözdağı vermek ve Habsburg Ordusu’nu imha edip Orta Avrupa’daki topraklarını garanti altına almak amacıyla sulh teklifini reddetti ve hazırlıklarını tamamladıktan sonra elçileri savaş için harekete geçtiğini söylemeleri amacıyla serbest bırakarak 10 Mayıs 1529’da İstanbul’dan yola çıktı. 

 

8 Ağustos’ta Mohaç Ovası’na ulaşan Osmanlı Ordusu’na burada 6000 Macar askeriyle birlikte Zapolya da katıldı. Eylül ayıyla birlikte teslim olmayı reddeden Budin Kalesi kuşatma altına alındı ve 8 Eylül’de surlarda açılan gediklerden içeri girilmesiyle ümidi kalmayan kale garnizonu teslim oldu. Bu gelişmenin ardından Osmanlı karşısında duramayacağını bilen Boğdan Voyvodası IV. Petru Rareş de ordugâha gelerek Osmanlı idaresine girmeyi kabul etti. Elbasan Sancakbeyi Hasan Bey’i burada muhafız olarak bırakan Sultan Süleyman şehirden ayrılıp Viyana’ya yürümeye başladı. Bu arada Ferdinand’ın adamlarının kaçırmaya çalıştığı meşhur Macar tacı da İzvornik Sancakbeyi Sultanzâde Bâli Bey tarafından ele geçirildi ve Zapolya’ya giydirildi. 

Türkler’in Avrupa içlerine yürüyüş haberi tüm Avrupa’da büyük yankı uyandırdı. Büyük bir mezhep tartışmasının içinde olan Hristiyan dünyası Viyana’nın öneminin farkında olduklarından iç meselelerini bir kenara bırakarak akın akın Viyana’ya desteğe koştular. Desteğe gelen devletlere rağmen Arşidük Ferdinand sayısı 100.000’i bulan Türk Ordusu’nu görünce korkup şehrin komutasını Kont Nicolos Von Salm’a bırakarak kaçtı. Tecrübeli bir asker olan Kont Salm vakit kaybetmeden hazırlıklara başladı. Şehirdeki sivil halkı güvenli bölgelere yerleştirirken, Viyana yakınlarındaki yerleşim yerlerini yıktırdı, Tuna Nehri boyunca sahillere kazıklar çaktırdı, şehrin istihkam hatlarını düzenledi ve Osmanlı topçularının ateşinden etkilenecek yapıların ahşap kısımlarını söktürdü. 

 

Avusturya cephesi savunmasını hazırlarken Kanuni Sultan Süleyman, 22 Eylül'de Avusturya sınırını geçti. Ertesi gün Bâli Bey'in kardeşi Semendire Sancakbeyi Sultanzâde Mehmed Bey, Alman öncü kuvvetlerinin büyük bir kısmını Viyana'nın on beş kilometre güneydoğusundaki Bruck Kasabası yakınlarında imha etti. 27 Eylül sabahı Viyana’ya varan ordu Avusturya Arşidüklüğü’nün başkenti olan şehri kuşattı.

17 gün boyunca Osmanlı topçusu şehrin surlarını dövdü. Avusturya’nın savunmasını idare eden komutan Kont Salm da bir topçunun isabetli atışı ile öldürüldü. Sefere çıkarken amacı Viyana’yı fethetmek değil meydan muharebesi yapacak bir düşman ordusu bulmak olan Osmanlı Ordusu kuşatma savaşı için yeterince donanımlı değildi. Büyük toplar getirilmemişti ve uzun sürecek bir kuşatma için iaşe hazırlığı yapılmamıştı. Üstelik kuşatma kış aylarına yakın başlatılmıştı ve ordu kış aylarında savaşacak hazırlıkları yaparak gelmemişti. Yoğun yağmurlar sonucu şehir ile ordugah arası da bataklığa dönmüştü. Tüm bu olumsuz durumların yanı sıra yaklaşık 150 km mesafede bir Alman ordusunun bulunduğu istihbaratı gelince Sultan Süleyman kuşatmanın kaldırılması emrini verdi. Bu ordunun da savaşa girmeyeceği anlaşılınca bu seferin yeterli mesajı verdiği düşüncesinde olan Kanuni, bazı akıncı beylerini Habsburg Hanedanlığı altındaki topraklara akın yapmak için görevlendirip İstanbul’a dönmeye karar verdi ve 16 Aralık’ta payitahta vardı.

Bu savaş başarısız bir kuşatma gibi görünse de Osmanlı’nın sefere çıkma amacı Viyana’nın fethi olmaması sebebiyle bu düşünce yanlıştır. Osmanlı Devleti, Macar topraklarını işgal eden Avusturya Arşidüklüğü’ne üstünlüğünü bir kez daha kabul ettirmiş ve işgal ettikleri toprakları geri alarak istediği kişiyi yönetici olarak tayin etmiştir. Aynı zamanda Avrupa devletleri Osmanlı’nın karşısına çıkma cesareti gösteremediği için psikolojik ve askeri üstünlüğümüz de bir kez daha kanıtlanmıştır. Dolayısıyla sefer amacına ulaşmış ve başarılı olmuştur. 

Yorumlar

Henüz Yorum Yapılmamış

Yorum Yazın

Teşekkürler! Yorumunuz kısa bir süre sonra yayınlanacaktır.