Sultan Süleyman'ın 46 yıllık saltanatı 501 yıl önce bugün başladı

Kanuni Sultan Süleyman, babası Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Sancakbeyi olduğu sırada 6 Kasım 1494 tarihinde doğdu. Babasının bilinen diğer üç erkek evladı Orhan, Musa ve Korkut çok küçük yaşlarda vefat ettiğinden ve Üveys şehzade statüsü kazanamadığından tek varisi olarak büyüdü. Babasının sadece 8 yıl sürebilen ancak başarılarla dolu padişahlık günleri 22 Eylül 1520 tarihinde sona erince hiçbir rakibi olmadığı için mücadeleye girişmeden tahta çıkmaya hak kazandı. Babasının vefat haberi gelir gelmez yola koyulan Sultan Süleyman 30 Eylül 1520 tarihinde tek adayı olduğu Osmanlı tahtına oturdu. Osmanlı’nın 10. Padişahı olan Süleyman aynı zamanda babasının getirdiği hilafet makamı ile 89. İslam Halifesi unvanına da sahip oldu. 

 

Doğuda adaletinden ötürü Kanuni, batıda kazandığı zaferlerden ötürü Muhteşem olarak bilinen Sultan Süleyman 1520'den 1566'a kadar aralıksız 46 sene Osmanlı tahtında oturdu. Sultanlığının 10 yıl 1 ayını seferlerde geçiren Sultan Süleyman; en uzun süre padişahlık yapan, en çok sefere çıkan ve en uzun süre seferde bulunan hükümdar olarak Osmanlı tarihine geçmiştir. 46 senelik upuzun saltanatının başlangıç gününün 501. sene-i devriyesinde çıktığı seferleri ve kısaca akıbetleri yazdık: 

 

Çok güçlü ve iç karışıklık bulunmayan bir devletin tahtına otursa da saltanatının ilk günlerinde kendisine yöneticilik görevi verilen topraklarda sultanlığı ilan eden Şam Beylerbeyi Canberdi Gazali’nin isyanı ile karşılaştı. Ferhad Paşa’yı isyanı bastırması için görevlendirdi ve Canberdi Gazali’nin kellesinin alınmasıyla isyan kısa sürede bastırıldı. Bizzat başında olduğu ilk seferi ise Macaristan üzerine, Belgrad şehrine oldu. Böğürdelen, Zemun ve Salankamen Kaleleri’nin fethinin ardından şehir direnemedi ve 29 Ağustos 1521’de ilk seferinde büyük bir zafer kazanmış oldu. Ertesi yıl Rodos’a, Akdeniz ve Adalar Denizi’nin güvenliğini sağlama amaçlı bir sefer düzenledi. Yaklaşık 6 ay süren direnişi kıran Osmanlı Ordusu şehri teslim aldı. Bu fetihle civardaki birkaç ufak ada da topraklara katılmış oldu. 

 

Rodos’u fetheden Sultan Süleyman payitahta dönüşte babasının döneminden kalma Sadrazam Piri Mehmed Paşa’yı emekliye ayırdı ve daha önce hiç görülmemiş bir şey yaparak kaideleri bozdu ve ikinci vezir Ahmet Paşa’nın yerine has odabaşısını sadrazam yaptı. Ahmed Paşa’yı ise Mısır’a vali tayin etti. Bu karar sonrası saltanatının ikinci isyanı ile uğraşmak zorunda kaldı. 1524 yılında patlak veren bu isyanı ise görevlendirdiği Sadrazamı İbrahim Paşa bastırdı. 1526 yılında rotasını yeniden Macaristan üzerine belirledi. Mohaç Ovası’nda yapılan meydan muharebesinde sadece iki saat içerisinde muazzam bir zafer kazandı. Bu zaferin ardından Macar topraklarının büyük kısmını ele geçirdi. 

 

1529 yılında Macarlar’dan elde edilen topraklara Avusturyalılar’ın üst üste tacizde bulunması sonucu tekrar sefere çıkan Kanuni bölgedeki işgal edilen topraklarını geri aldıktan sonra bir mesaj vermek için Orta Avrupa’nın ve Avusturya Arşidüklüğü’nün kalbi olan Viyana’ya yürüdü. Ordunun kuşatmaya hazırlıklı gelmemesi ve kışın gelmesiyle birlikte ordusunu geri çekerek payitahta döndü. Viyana Kuşatması genel olarak yenilgi sayılsa da mantık çerçevesinden bakıldığında gayet başarılı bir harekattır. Viyana Seferi’nden sonraki yaklaşık 10 sene içerisinde batıda Alman topraklarına, doğuda ise topraklarını taciz eden Safeviler’e seferler düzenledi. Bu seferler sırasında karşısına çıkacak ordu bulamayan Sultan Süleyman bu devletlere ait bazı bölgeleri ele geçirdikten sonra geri döndü. 

 

1537 yılına gelindiğinde Adriyatik Denizi’nin girişindeki Korfu Adası’na bizzat başında olduğu bir sefer düzenledi. Yoğun muhasaraya rağmen ada alınamadı ancak emriyle Barbaros Hayreddin Paşa civardaki irili ufaklı birçok adayı Osmanlı topraklarına kattı. 1538 yılında Boğdan Voyvodası ödemesi gereken vergiyi vermeyeceğini ilan ederek isyan bayrağını açınca Sultan Süleyman ordusunun başında sekizinci seferine çıkmaya karar verdi. Osmanlı Ordusu’nun geldiğini haber alan Petru Rareş, Transilvanya içlerine kaçınca en kısa süren seferlerinden birine çıkan I. Süleyman, karşısında yine bir güç bulamadan seferi tamamlamış oldu. Sefer sonucunda Osmanlı Ordusu, Prut ve Dinyester arasında kalan bölgeyi ve Boğdan’ın merkezini de ele geçirdikten sonra Yaş şehrini yıktı. 

 

Payitahtta geçen birkaç senenin ardından takvimler 1541 yılını gösterdiğinde Osmanlı’nın atadığı valinin ölümünü fırsat bilen Avusturyalılar yeniden Macar topraklarına saldırınca Sultan Süleyman toplamda dokuzuncu, Macaristan topraklarına ise dördüncü seferine çıktı. Arşidük Ferdinand’ın ordusu Osmanlı Ordusu’nu görünce kaçmak istediyse de büyük oranda imha edildi. Bu zaferin ardından Macar toprakları tamamen Osmanlı mülkü haline gelmiş oldu. Bu ağır yenilginin üstünden sadece iki yıl geçmişti ki intikam arayışında olan Ferdinand Avrupalı devletlerden aldığı destekle büyüklüğü 80.000’e varan bir ordu toparladı ve Osmanlı topraklarına girdi. Saldırıyı haber alan Sultan Süleyman önden bir destek birliği gönderdikten sonra arkalarından hazırlıklarını tamamlayıp kendisi de sefere çıktı. Önden gönderilen ordu bazı önemli kaleleri fethettikten sonra Sikloş Kalesi’ni kuşattığı sırada Sultan Süleyman yetişti ve kuşatmaya dahil oldu. Sultan Süleyman da geldikten sonra kale kısa sürede alındı ardından Peç Şehri de teslim oldu ve ordu Estergon Kalesi’ne yürüdü. Çok şiddetli çarpışmaların yaşandığı muhasara sonucunda Estergon Kalesi ele geçirildi ve sultan bir seferden daha zaferle döndü. 

 

Sultan Süleyman’ın Avusturya Seferi’nde olmasını fırsat bilen Safeviler doğuda rahat durmadılar ve Van, Tebriz ile Nahcivan’ı işgal ettiler. Ayrıca sürekli yaptıkları Osmanlı topraklarında mezhep çatışması çıkartma çalışmaları da iyice şiddetlenmişti. Bunun üzerine Estergon Seferi biter bitmez hazırlıklar yapıldı ve Sultan Süleyman on birinci seferine çıktı. 1548 yılının Mart ayında başlayan sefer sonucunda Tebriz, Van ve Nahcivan geri alındı, Osmanlı’nın geldiğini duyan Şah Tahmasb kaçtığı için bir savaş gerçekleşmedi ve sultan ile ordusu kışı Halep de geçirdikten sonra İstanbul’a döndü. Bu seferden birkaç sene sonra 1553 yılında Safeviler yeniden Osmanlı topraklarına saldırıp Erzurum’u kuşatınca Sultan Süleyman üst üste ikinci kez doğuya yürüdü. Osmanlı Ordusu’nun geldiğini gören Şah Tahmasb barış istedi ve iki devlet arasında tarihte ilk kez yazılı bir antlaşma yapıldı. Bu antlaşma ile birlikte Bağdat ve Gürcistan’ın bir kısmı Osmanlı topraklarına katıldı. Bu sefer sırasında en büyük şehzadesi Mustafa’yı Konya yakınlarında boğdurmak suretiyle idam ettirdi. 

 

1566 yılında Avusturya Arşidüklüğü Osmanlı’ya ödemesi gereken vergiyi ödemeyeceğini açıklayıp, Erdel topraklarına saldırınca doktorların uyarılarına rağmen Kanuni Sultan Süleyman on üçüncü ve son kez ordusunun başında sefer çıktı ve Zigetvar’ı kuşattı. Ancak zaferi görmeye nefesi yetmedi. Zigetvar’ın fethinden bir gün önce 72 yaşında Hakk’a yürüdü ve tahtı hayatta kalan tek oğlu Şehzade Selim (II. Selim)’e bıraktı. 

Yorumlar

Henüz Yorum Yapılmamış

Yorum Yazın

Teşekkürler! Yorumunuz kısa bir süre sonra yayınlanacaktır.